

Otizm ve Diğer Gruptaki Çocuklara Özdenetim Becerisini Oyunlarla Kazandırma
Evet konu
başlığımız ÖZDENETİM
Öz denetim
nedir diye başlayacak olursak ; Bir hedefe ulaşmak için kişinin kendi
davranışlarını kontrol etmesi, dürtülerine karşı koyabilmesi ve isteklerini bir
süreliğine erteleyebilmesidir. Tipik gelişim gösteren 3,4 yaşalarındaki çocuklarda dürtülere karşı koyabilme, çok zordur ve gözle görülür bir çaba
gerektirir. Çocuğun yaşı büyüdükçe, öz denetim becerisi artar. Dolaysı ile özel eğitim gerektiren çocuklarda
bu daha da zorlaşabilmektedir. Öz denetim becerisi, çocukların oyun
oynamalarından tutun da, ödev yapmalarına kadar pek çok alanda başarılı
performansların temelini oluşturur.
Neden öz
denetim önemli?
Çocuğun
kendine zarar verici davranışlardan uzak durmasını sağlar
Çocuğun karşılaştığı problemlerin üstesinden gelme
çabasını sağlar.
Aşırı
duygusal tepkileri kontrol ve denetlemeyi sağlar.
Çocuğun
kişisel sorumluluklarını kabul etmesini sağlar.
Çocuğun kendisine
odaklanmasını sağlar.
Ayrıca
duygusal zekalarının gelişimini sağlar. Çünkü ; duygusal zekanın gelişebilmesi
için çocuk öz denetimini sağlayabilmelidir. Ayrıca yine duygusal zekanın
gelişimi için çocuk sabırla bir şeyin olmasını bekleyebilmeli ve bir problemin
çözümü için fikirler üretip uygulayabilmeli.
Toplumsal
bir çevrede yaşadığımız düşünüldüğünde kişinin mutluluğunu ve başarısını
belirleyen önemli faktörlerin başında sosyal yaşamdaki ilişkileri, bir başka
deyişle sosyal yeterlilikleri ve sosyal becerilerin geldiği kabul edilebilir.
Sosyal becerilerde de duygusal zekanın payı çok ama çok büyüktür.
Çocuklarda
Öz Denetimin Gelişmesini Engelleyen Durumlar
Anne
babalarının çocuğun her istediğinin hemen o anda yerine getirmesi,
Bir diğeri aile
içinde kuralların olmaması ya da olan kuralların sürekli değişmesi, bazen
ailelerin ev içinde neyin kural olduğu neyin kural olmadığı hususunda
kafalarının karışık olduğunu görüyorum.
Ailedeki
otorite figürünün (anne-baba) etkisizliği, eksikliği ya da anne-babanın sürekli
tutarsız davranması,
Aşırı
baskıcı ve şiddete başvuran ya da benim çocuğum özel istediğini yapabilir şeklinde
düşünen serbest aile yapısı
Bazen de çocuğun
istek, beklenti ya da ihtiyaçlarına değer verilmemesi ya da bunların istismar
edilmesi,
Çocuğun sorumluluğunda olan işlerin başkaları
tarafından yapılması ya da üstlenilmesi (yatağını toplama becerisini kazanmış
bir çocuğun annesinin toplaması,
yemeğini babaannesinin yedirmesi vs.)
Çocuğun
performansına ve gelişim sürecine uygun olmayan amaçların çalışılması ,
Kullanılan
pekiştireçlerin sistematik bir şekilde geri çekilmemesi ve çocuğun buna bağımlı
kalarak çocuktaki içsel motivasyon sürecinin desteklenmemiş olması. Çocuğun
dışsal motivasyon kaynaklarına bağlı kalması.
Çocuğa “Sen
yapamazsın”, “Senin gücün yetmez”, “Hayatta başaramazsın” vs. aşırı koruyucu
tutumların olması
Çevresinden
ve ailesinden bunlara benzer biçimde söz ya da davranışlara maruz kalmış özel
eğitime muhtaç çocuğun özdenetim
davranışı gelişmemekte, bu sebeple de
öğrenme süreçlerini yönetme ve
kabul etme davranışları zayıflamaktadır.
Öz denetim sorunu yaşayan özel eğitime muhtaç
çocuklar bazen öğrenme süreçlerini yani terapi sürecini yada evde yapılacak
olan ödev süreçlerini sıkıcı ve bir an önce bitirilmesi gereken zorunluluklar
olarak değerlendirmekteler.
Bu noktada
ise aileler kısa sürede, birden bire sonuç verecek çözüm yolları arayışlarına
girmektedirler. Ancak öz denetim becerisini kazanılması için ve terapist ile iş birliği gerekmektedir.
Peki,
çocuklara öz denetimi kazandırmak için neler yapabiliriz?
Öncelikle
çocukların istediği her şey hemen o anda olmak zorunda değildir. Özellikle uzun
saatler çalışan ve çocuklarıyla yeterince vakit geçiremediğini düşünen
ebeveynlerin vicdanlarını rahatlatmak adına çocuklarının bir dediğini iki
etmediğini sıklıkla görüyoruz. Anne babalar, her an çocuklarının taleplerini
karşılamak için uygun olmayabilirler “Sıkıldım. Parka gitmek istiyorum ” gibi
talepte bulunan bir çocuğa yeter ki ağlamasın, üzülmesin diye hemen istediği
şeyi verirsek dürtülerini ertelemeyi öğrenmesi için bir ortam yaratmamış
oluruz.
Bu tür bir
durumda, “İşlerimi bitirmem için 15 dakika daha bekleyebilirsen seni parka
göttürüm” gibi net bir zaman limiti z ve anlaşılır dil düzeyi ile bir cevap
doğrultusunda çocuğunuzun kendini denetleme becerisini detseklemiş olursunuz.
Koşulsuz
sevmek. Her anne baba çocuğunu çok sever. Ancak farkında olmadan çocuğuna
koşullu sevgi sunar. Çocuğun kendini koşullu seviliyormuş gibi hissetmesinden
kaçınmak için çocuğunuzun davranışlarına odaklanın. Örneğin olumlu bir davranış yaptığında o davranışı
ödüllendirin, yada çocuğunuz olumsuz bir davranışta bulunduğunda sadece o
olumsuz davranış üzerine odaklanın ve genel ifadelerden kaçının. Sana çok
kızıyorum,hiç yerinde durmuyosun veya seni sevmeyeceğim gibi. Unutulmamalıdır
ki, koşullu sevgi istenmeyen davranışları uzun zaman sürecinde
pekiştirmektedir.
Tutarlı olun
; tüm çocuklar tutarlı bir çevrede iyi gelişecektir. Görüş birliğinde olan
tutarlı ebeveynlerin açık bir şekilde belirlenmiş süreklilik gösteren kuralları
ve sınırları vardır. Bir gün izin verilen bir davranışa diğer bir gün izin
vermemek, çocuğu şaşırtacak ve konulan sınırlara tepkide bulunarak olumsuz
davranışlar göstermelerini sağlayacaktır.
Sınırlar
koymak; ne ebeveynler ne de çocuklar
karşı konulması zor bir çok kuralın bulunduğu bir atmosferde yaşamak
isterler. Kurallar bir kaç kelimeyle ifade edilebilecek kadar basit olmalı,
çocuğa yapılmasını istemediği şeyleri belirtmekle beraber yapılması istenenleri
de açıklamalıdır. Ayrıca farklı yaş ve performanstaki çocuklardan beklediğimiz davranışlar konusunda
da gerçekçi olmamız gerekir . Tutarlı ve uygun sınırlamalar, çocukların kendi
davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olacaktır.
Problem
çözme becerisi kazandırmak .Çocuk problem çözme becerisini kazandıkça beyin
plastisisenin gelişmesinden öte sabırlı olmayı, altarnatif çözüm yolları
bulmayı, sebat etmeyi ,kendine odaklanmayı ve özgüvenini geliştirecektir.
Çocuğa ve
kendinize karşı sabırlı olmak; tüm bunları uyguladıktan sonra yapılması gereken
bir şey daha vardır; o da yeni iletişim yolları denerken kendinize ve
çocuğunuza karşı sabırlı olmak.
Öz
denetimini yapamayan çocuklara bağırmak,
vurmak, ağır cezalar vermek onlara öz denetim becerisini kazandırtmaz. Sürekli
“Düzgün davranmayı beceremiyorsun” mesajını alan çocuk zamanla ailenin veya
sınıfın söz dinlemeyen, yaramaz çocuğu olduğunu kabullenirse, ileride bunu
değiştirmek için hiçbir çaba harcamayabilir .
Çocuklarda
özdenetim geliştirmek hem önemli hem de sabır isteyen uzun zaman alan bir
süreçtir. Az önce anlattıklarıma ek olarak bazı oyunlar çocuğunuzun öz denetim
becerilerini geliştirecektir.
Ancak
oyunlardan önce küçük ve performansı daha düşük çocuklar için bekleme davranışı, bol bol problem
çözme becerilerinin çalışılması ileride özdenetimin kazandırılmasında ön koşul
olacağından çalışılması uygun olacaktır. Bunun için günlük yaşamınızın her
anını değerlendirebilirsiniz.
Deve-cüce,
Kırmızı Işık-Yeşil ışık, kulaktan kulağa gibi oyunlar hepimizin bildiği oyunlar
ve hepsi tam da özdenetim geliştiriyor.
Performansı
iyi düzeyde olan bir çocukla burada çocuğun sınırlı düzeyde ifade becerisi de
olabilir çocuklar için oynayabiliceğiniz
bir diğer oyun:
Gün içinde
bir saat aralığı belirleyin ve saati
kurun ancak çocuk önceden saatin sesini dinlemiş olmalı yani önceden ona
dinletin ve o saat içinde kullanacağınız komik bir sözcük bir eylem belirleyin.
Çocuk sizden isteyeceği bir şeyin arkasına o sözcüğü ekleyecek ya da eylemi
yapacak.
Örneğin :
komik sözcüğümüz can can olsun. Burada sözcüğün hiç önemi yok. Eğer sözcük
belirleyemediysek bir eylem olabilir. Sıçramak ,el çırpmak gibi
O saatler
içinde çocuk sizden isteyeceği her hangi
bir şeyin arkasından bu sözcüğü veya eylemi yapacak. “su can can” yada su deyip el
çırpacak,zıplayacak veya burnuna dokunacak sizinde burnunuza dokunabilir.
Genelde çocuklar sizin burnunuza dokunmayı tercih ediyor.
Zamanla bu
oyunun süresini 2 saate
çıkarabilirsiniz. Bu oyunu farklı kelimeler veya eylemlerle birkaç ay çalışın.
Yine
performansı iyi düzeydeki çocuklar için bir oyun tavsiye edeceğim aslında bu
oyunu televizyonda veya sosyal medyada
görmüşsünüzdür, çocukların önüne bir pasta konulur, eğer 2 dk yemeden
durabilirlerse bir parça daha alabilecekleri söylenir. Sizler evde bu oyunu
oynayabilirsiniz. Sınıf ortamında bu oyunu oynama şansımız pek olmadığından biz
bunu yiyecek yerine heyecanlı bir deneyimle değiştiriyoruz. Çocuklar baloncukları
patlatmayı çok sever hatta baloncuk kutusunu alıp kendileri yapmak isterler.
Bolca baloncuk yapıp baloncukları patlatmadan yere düşmelerine izin verirse
sıranın ona geleceğini ve onun baloncuk yapmasına izin vereceğinizi söyleyin. Ama
bunun için bir sandalye üzerine çıkmanız gerekebilir.
Bir diğer
fikir ise kutu oyunları gibi kurallı
oyunlar oynamak dürtü kontrolünün öğrenilmesinde önemli bir yere sahiptir.
Örneğin, çocuk kendi sırası gelmeden oynayamaz, ya da kendi istediği kadar
değil de attığı zar sayısı kadar ilerleyebilir.
Siz
özdenetim çalışırken hâlâ bazı yanlış
davranışlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden bu dönemde vazgeçmeyin ve sabırlı olun
ailenin erken çocukluk döneminde çocuğa belli sınırlar koymanız, disiplin
kazandırmanız ve doğru şekilde otorite oluşturulması sonucunda çocuğun sınır ve kural tanımaz hale
gelmesini engelleyecektir.
Ve unutmayın
ki çocuğunuzun her istediğinin yapılıyor olması ve bu durumu çocuğun istismar
etmeyi öğrenmesi çocuğunuzun dürtüsel ve
öz denetimsiz davranmasını pekiştiriyor.
Çocuklar davranışlarının
sonuçlarını gördüklerinde, alternatif davranışları öğrendiğinde disiplin edilmiş ve aynı zamanda da kendilerini
kontrol etmeyi de öğrenmiş olacaklardır
Sevgiyle
kalın