Sandplay
Kum terapisi önemli terapatik araçlardan bir tanesidir.
Oyun çocuğun dili olup özellikle kum terapisi sözel ifadeyi kullanamayan çocuklar için ortak geliştirdiği bir dildir. Kum terapisi güvenli, terapotik bir araçtır.
Kum terapisinin kinestetik özelliği vardır. (“kinestetik” dokunsal duyuların en önemli olduğu kişiler/durumlardır.. Kinestetik, yalnızca dokunsal duyuların bir kompleksi değil, aynı zamanda “vücut hafızası” olarak adlandırılan kas reaksiyonları ve bir kişinin gözleri kapalıyken düşmek yerine hareket etmesine izin veren bir denge hissi anlamına gelir. Kinestetiğin vücutla ilgili tüm duyumlar olduğu söylenebilir: sıcaklık, uzayda konum, kas yorgunluğu, ağrı, gerginlik veya rahatlama. Bununla birlikte, sıradan konuşmalarda kinestetik aslında “fiziksel temas” kavramı ile eş anlamlıdır.) Kum terapisi taktil , denge vb duyusal girdileri sağlar ve kinesteteik deneyimleri sağlar. En temel bağlanma ihtiyaçlarının bir uzantısı olan kinesteteik kum terapisi ile ile karşılanabilir.
Kum terapisi, özellikle çocuklarla çalışılırken kullanılan bir oyun terapisi tekniğidir. 2 yaşından büyük tüm bireylerle (ergenler, yetişkinlik, çiftler ve aileler) çalışırken kullanılabilir. Kum terapisi, bireye kendi sosyal gerçekliğini ve iç dünyasını yansıtabileceği ve onarabileceği bir ‘kumdan dünya’ yaratma olanağı verir. Araştırmalar, kum oyunu terapisinin çocuklardaki duygusal ve ilişkisel zorlukların çözümü ile travmaların tedavisinde olumlu sonuçlar yarattığını gösterir.
Kum terapisinin tarihçesine bakıldığında iki isim göze çarpar: Margaret Lowenfeld ve Dora Kalff. Kalff, Lowenfeld’in ‘Dünya Tekniği’ çalışmasıyla, Klein’in çocuk terapisinde – daha kolay çağrışımlar uyandırması nedeniyle- kullandığı minik figürler uygulamasını sentezler. Ve süreç içinde gelişen bu tekniğe ‘kum oyunu’(sandplay) adını verir.
Kum terapisinin başlıca özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Kumun ilgi çekici yanı:
Çocuğun kendi iç dünyasıyla iletişim kurmasını kolaylaştırır ve hızlandırır. Böylece kum, hem yumuşak ve kinetik yapısıyla sakinleştirici ve duyusal bir uyaran olur, hem de çocuğu söze dökemediklerini üç boyutlu olarak ifade etmesi konusunda teşvik eder.
Kum oyununun sembolik bir dili vardır.
Oyuncakların küçüklüğü ve çeşitliliği, bu dilin kullanımını kolaylaştırır. Çocuk kum alanını yapılandırdıktan sonra figürleri oynatarak konuşturur ve oyuncaklar oyunun dili olur.
Kumla oynarken çocuk önce dağıtır ve dağılır.
Böylece içindeki kaosu ve tolere edilemeyen duyguları herhangi birine zarar vermeden deneyimlemiş olur.
Kum terapisi, çocuğa kendi başına olduğunda da bir şeyleri nasıl yapılandırabileceği konusunda deneyim kazandırır. Günümüzde çocuk oyunlarına ve oyuncaklarına baktığımızda hep bir yapılandırılmışlık göze çarpıyor. Kum oyunlarında ise çocukların kendilerini rahatça ortaya koyabilecekleri bir alan var. Çocuk, kum oyunları ile kendini özgür hissedebiliyor. Yanında hiçbir malzeme olmasa bile kum ile çeşitli oyun üretimleri yapabilir. Kuma yatarak ve yuvarlanarak boyu ve kapladığı alan hakkında bir fikir sahibi olabilir. Kumda yarattığı derinliğin farkına varabilir. Elleriyle kumu alıp bir elinden öbür eline dökmeden geçirebilme çalışmaları yapabilir ve dikkatini odaklama becerisi edinebilir. Aradan akan kumların aşağıya akışını izleyebilir.
Kum terapisi, kendine has özellikleriyle temel konuların çalışılmasını sağlar.
Kum terapisinde, özellikle de yapılandırılmamış kum terapisinde, terapist çocuğa müdahale etmez.
Bu durum, kum terapisindeki terapötik mesafenin korunması açısından oldukça önemlidir.
Merkezimizde kum terapisi, çocuklarla oyun terapisinin bir parçası olarak uygulanmaktadır. Özellikle de , otizm ve down sendromu, gelişim geriliği, dil becerilerinde problemi olan çocuklarla etkili bir terapi yöntemi olarak kullanılmaktadır.