Fiziksel Aktivite ve Motivasyon
Ailelerimizden birçoğu, seans anında aktivitelere aktif katılan çocuklarının ev programına katılımında aksaklıklar olduğundan dem vuruyor. Biz de bu yazımızda “fiziksel aktivite ne sıklıkta olmalı” ve “çocuğumu egzersize nasıl motive edebilirim” sorularının cevaplarını irdeleyeceğiz.
Öncelikle pediatri alanı, egzersiz programında yaratıcılık esasına dayanan bir bölümdür. Anlık karar verip oyun bulmak ve sonrasında çocuğu oyuna dahil etmek her zaman mümkün olmayabilir. Bu noktada çocuklarımızla sık vakit geçirip, ilgi alanlarını öğrenmemiz ve programımızı buna göre şekillendirmemiz gerekir. Çocuğumuzu ne kadar iyi tanırsak, motivasyonunu o kadar yüksek tutabilme şansımız var.
Kendinize İnanın! Bir oyun, bir söz, bir kucaklaşma, yeri geldiğinde küçük bir tebessüm bile onları mutlu ederken, çocuğunuzu motive edecek aktiviteleri bulmakta zorlanmayacaksınız. Sadece hayata onların gözünden bakmayı deneyin.
Şimdi çocuğumuzun motivasyon kaynağını keşfettik diyelim. Motivasyon kaynağımızı; fiziksel aktivite esnasında yahut sonrasında, çocuk hedeflediğimiz beceriye ulaşınca devreye sokuyoruz. Örneğin; arabalarla oynamaktan hoşlanan çocuğumuzun, istediğimiz hareketi hedef sayıda yaptıktan sonra kısa bir süre arabalarla oynamasına müsaade edeceğiz. Böylece çocuk hem oyunundan hem de egzersizinden mahrum kalmayacak.
Önemli noktalardan birisi de çocuğu takdir etmek… Hedeflenen hareket esnasında motive edici kelimeler kullanmak ve hoşlanacağı sözcükler duymak, çocuğumuzun hoşuna gidecektir. Hareketimizi tamamladıktan sonra çocuğumuza ne kadar başarılı olduğunu söylemek, onu tebrik etmek; çocuğumuzun sonraki egzersize daha hevesli katılmasını sağlayacaktır.
Ancak çocuğumuz bütün aktivitelerinde başarılı olamayacaktır. Başarısız olduğunda, sonuçtan çok sebebe yönelmek ve daha iyisini nasıl yapabileceği noktasında öğretmenlerinden yardım almak sağlıklı olacaktır.
Bir diğer konu da aktivite sıklığının ne olması gerektiğidir. Aktivite sıklığı çocuğu sıkacak şekilde değil, belli periyotlar halinde düzenlenmelidir. Çocuk aktiviteyi yaparken zevk almalı, aşırı yorulmamalıdır ve aktivite esnasında gerektiğinde dinlenme aralığı verilmelidir. Hedefler çocuğun mevcut durumuna göre belirlenmeli, beklenmedik durumlarda ise tekrar düzenlenme yoluna gidilmelidir.
Uzun vadede ise aktiviteleri günlük yaşama adapte etmek faydalı olacaktır. Örneğin; sağ kolu kısmi felçli olan çocuğumuzu, kahvaltı esnasında yiyeceklere sağ eliyle uzanmaya alıştırmak gibi… Ancak çocuğa sürekli “sağ kolunu kullan” demekten ziyade sağ kolunu kullandıktan sonra takdir etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Aktiviteler esnasında çocuktan her zaman, her hareketi kusursuz yapmasını beklemek çocuğunuza haksızlık olacaktır. Hepimiz gibi onların da fonksiyonel olarak iyi ve kötü hissettiği zamanlar olacaktır.
En önemlisi ise her şeyden önce onların birer çocuk olduğunu unutmamamız gerekir. Çoğu zaman eğlenmek, gülmek isteyeceklerdir. Siz de bu noktada eğlenip, gülmelerini sağlayacak aktiviteleri egzersiz programıyla birleştirdiğiniz takdirde karşılıklı motivasyonu geliştireceksiniz.