Problem Davranışa Müdahale
Yersiz çığlıklar, tükürme, kendine ya da başkalarına vurma, uygunsuz kelimeler kullanma, dil çıkarma, yemek yememe, istediği olmayınca yüksek sesle ağlama ve dahası… Hangimiz çocukluğumuzda bunlardan en az birini yapmadık ki? Hangimizin çocuğu bu davranışlardan herhangi birini yapmadan büyüdü? Evet, maalesef sevmeye doyamadığımız tatlı çocuklarımız da bazen pek tatlı davranmayabiliyor.
İster nörotipik açıdan normal gelişim göstersin isterse özel gereksinimi olsun hemen her çocuk gerek çevresinden gerekse medyadan öğrendiği birtakım olumsuz davranışları sergileyebiliyor. Yanlış müdahale edilen veya müdahale edilmeyen bazı davranışlar kalıcılaşarak çocuğun ilerleyen dönemlerde daha büyük sorunlar oluşturmasına neden oluyor. Ailelerimizin ve eğitimcilerimizin bu davranışlara müdahale şekli davranışın değiştirilmesinde sonlandırılmasında etkili rol oynuyor. Haydi bu problemli davranışlara ve ne yapmamız gerektiğine bir göz atalım:
Problem davranış nedir?
Farklı kültürlerde ve inanışlarda farklı davranışlar problemli sayılabileceğinden kapsayıcı bir tanım mümkün olmasa da Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde (2005) problem davranışlar; “bireyin yaşına uygun olmayan, sosyal ve kültürel normlardan farklı duygusal tepki ve davranışlar” şeklinde genel bir biçimde tanımlanmıştır. Bu tip davranışlar, çocuğun gelişimini, sosyal uyumu ve eğitim hayatını olumsuz etkiler. Kendine veya başkalarına zarar verici sonuçları olabilir.
Problemli davranışların da dereceleri vardır. Hafif problem davranışlar, bireyin kendisine ve çevresine olumsuz etkisi daha az olan davranışlardır. Tespit edilmesi zordur ve genelde aile müdahale etmek istemez. Örneğin; uyuklama, eğitim esnasında dikkat vermeme vb. İleri derecedeki problem davranışlar ise olumsuz etkileri fazla, çocuğun kendine, diğer bireylere ya da eşyalara yüksek düzeyde zarar verilen davranışları içerir. Örneğin; duvara kafa vurma, birini ısırma vb.
Çocuk neden problem davranış gösterir?
Aile ortamı: Çocuk, kendine karşı olmasa bile aile içinde herhangi bir bireye ya da nesneye gösterilen olumsuz davranışı model alarak edinebilir.
- İlgi ihtiyacı: Kendisiyle yeterli olarak ilgilenildiğini hissetmeyen çocuk, problem davranış sergilediğinde çevresinin ona gösterdiği tepkiyi ve ilgili talep eder. Sadece olumsuz davranış sergilediğinde çevresinin ilgisini çekebilen çocuk, davranışları tekrar ettirerek kalıcılaştırır.
- Duygularını ifade etme ihtiyacı: Hislerini ve isteklerini ifade edemeyen, etse de istediği ilgiyi bulamayan çocuk öfkesini ve kırgınlığını problemli davranışlarla yansıtır.
- İsteğini elde etme arzusu: Çocuğun istekleri problemli davranışı bitirmesi için yapılıyorsa problem davranış pekişir ve artarak devam eder.
- Bulunduğu ortamdan rahatsız olma: Çocuk bulunduğu ortamı, ortamdaki herhangi bir kişiyi ya da nesneyi rahatsız edici buluyorsa; yabancı ya da uyum sağlayamadığı bir yerdeyse bu rahatsızlığını problem davranış göstererek belirtebilir.
- İnternet ve sosyal medya: Çocukların bile rahatça erişebildiği bu platformlarda ne yazık ki olumsuz davranışlara sıkça yer verilmektedir. Çocuklar izledikleri ya da duyduklarını rol model alarak kendileri de sergilemeye başlayabilir.
Problemli davranış meydana gelmeden nasıl önlerim?
Problemli davranışı henüz ortaya çıkmadan önlemek her ne kadar zor olsa da, öncesinde doğru davranışların pekiştirilmesi, çocuğun olumsuz davranış gösteren modellerden korunması ve çocuğun çevresinin ona olumlu rol model olması problemli davranış daha başlamadan önünü kesmek mümkün kılınabilir.
Problemli davranışa nasıl müdahale edilir?
Müdahale etmeden önce mutlaka yapılması gereken şey gözlemdir. Çocuğun olumsuz davranışını neyin tetiklediği, davranışın ne zaman ve hangi ortamda ortaya çıktığı en az 3 günlük bir gözlem süreciyle izlenmelidir.
Problem davranışı azaltırken temel prensiplerimiz;
- En az üç günlük gözlem sonucunda uygun yöntemi belirlemek,
- En az sınırlayıcı yöntemi kullanmak,
- Problem davranışın işlevine uygun müdahale yöntemi seçmek,
- Müdahale öncesinde, müdahale sırasında ve müdahale bitiminde değerlendirme yapmak,
- Uygulama esnasında sürekli alınan bilgilere göre müdahalede değişiklik yapmak,
- Yöntem sürekli gözlemlemek ve çocuğun hayatında etkili kişilerle iş birliği halinde olmak,
- Problem davranışın yerine geçecek alternatif davranışlar oluşturmak.
1.Düzey Müdahale: Pekiştireç Kullanarak Azaltma
Çocuk olumlu davranım gösterdiğinde, olumsuz davranışı değiştirmeye yönelik bir eylem yaptığında bunu çeşitli pekiştireçlerle desteklemektir. Olumsuz davranış görmezden gelinir ancak olumlu gelişmeler pekiştirilir. Çocuklar olumlu davranış sergilediklerinde övülmek ve ödüllendirilmek isterler. Birincil pekiştireç olarak meyve, çikolata, kek gibi yiyecekler verilebilir ancak sağlıksız yiyeceklerin kullanımında ölçülü olmak gerekir.
İkincil pekiştireçler davranış değiştirmede daha çok kullanılır. Sosyal pekiştireçler (sarılma, öpme, övgü vb.), nesnel pekiştireçler (kitap, boya kalemi, oyuncak vb.) etkinlik pekiştireçleri (sinemaya götürme, boyama yapma vb.) ve sembol pekiştireçler (yıldız toplama, etiket yapıştırma) ikincil pekiştireç türleridir. Sembol pekiştireçlerde olumsuz davranışın tekrarı halinde toplanan sembollerde eksiltme yapılabilir. Otizmli çocuklarda, alt ve orta seviyede zihinsel engelli bireylerde sosyal ve etkinlik pekiştireçleri pek işe yaramaz. Bu nedenle nesnel pekiştireçler daha faydalı olacaktır.
2. Düzey Müdahale: Söndürme (Pekiştireci çekme/vermeme)
Bir davranış olumlu pekiştireçle pekiştirilirse artar, pekiştireç ortadan kalkar ya da geri çekilirse azalır. Söndürme, istenmeyen davranışı görmezden gelerek davranış sıklığını azaltma şeklinde tanımlanabilir. Davranışın kaynağı kesin olarak tespit edilemediyse bu yöntem tavsiye edilmez. Çocuğun yapmış olduğu bir davranış, çocuk o davranışı sergilerken çocuğa gösterilen dikkatle ilişkili ise etkili olacak bir yöntemdir. Yani, çocuk davranışı sergilediğinde sizden gördüğü ilgi, bu davranışın artarak kalıcılaşmasına neden olur.
Örneğin; çocuk koltukta zıpladığında sizin yapmış olduğunuz “Yapma!” uyarısı, çocuğun bu davranışı daha çok yapmasına ve hatta sizin ona bu uyarıyı yapacağınız başka olumsuz davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bu yöntemin kilit noktası tutarlılıktır. Davranış her sergilendiğinde görmezden gelinmelidir ve çocuğun çevresindeki herkes aynı tutumu takınmalıdır. Hemen etkili olan bir yöntem değildir ancak sınırlayıcılığı olmaması olumlu bir durumdur. Davranış sürecin başında artabilir, benzer durum ve davranışlara genellenmesi zor olabilir. Unutulmamalıdır ki genelde sönen davranış sonraki süreçte tekrar görülebilir. Bu noktada çocuğa karşı kararlılığın korunması gerekir.
3. Düzey Müdahale: II. Tür Ceza (Olumlu pekiştireci geri çekme)
Olumsuz davranışın hemen arkasından sunulur. 2. tür ceza, uygun olmayan davranışı takip eden pekiştirecin geri çekilmesidir. Örneğin harçlığın azaltılması, oyuncağın elden alınması, keyifli aktivitede mola verilmesi vb. Mola uygulamasında çocuk olumlu pekiştireçten uzaklaştırılabilir ya da olumlu pekiştireç çocuktan uzaklaştırılabilir. Mola uygulaması hızlı etki gösterir. Mola sonunda çocuğa yanlış yaptığı davranış, bunun ne hissettirdiği ve doğrusunun ne olması gerektiği söylenir.
Ceza kullanımında çok dikkatli olmak gerekir. Gereksiz ceza vermek ileriye dönük süreçte farklı davranış bozulmalarına yol açar. Doğru uygulanırsa davranışta azalma ya da sönme görülür. Her müdahalede olduğu gibi bunda da kararlılık en önemlisidir.
4. Düzey Müdahale: I. Tür Ceza (İtici uyaranın sunulması)
1. tür ceza, uygun olmayan davranışı takip eden hoşa gitmeyen uygun olmayan davranışı takip eden hoşa gitmeyen uyarandır. Kullanımı önerilmez. Ceza kullanılması gerektiği durumda II. tür ceza daha doğru olacaktır. Fiziksel ya da sözel olarak olumsuz uyaran kullanmak ileride çocuğun kişiliğinde derin yaralara sebep olabilir.
Doğru uygulandığında uzun vadede davranış değiştirme eve kazandırma açısından etkililiği gözlemlenen yöntemlerdir. Unutmayın; değiştirmeyeceğiniz davranışı kabullenmeniz gerekir. Çocuklarımızın ilerleyen dönemlerde topluma uyumda sorun yaşamaması için erken dönemde davranışların düzenlenmesi büyük önem taşır. Sevgiyle…