Fizik Tedavide Özel Eğitim Desteğinin Önemi
Bu yazımızda fizik tedavi ve özel eğitim işbirliğinin çocuk üzerindeki etkileri üzerinde duracağız. Eğitim periyodunda yaşadığımız en büyük problemlerden biri de özel eğitim desteğinin ne zaman ve ne sıklıkla uygulanması gerektiği oluyor. Birçok aile özel eğitim ihtiyacının farkında değil yahut bu desteğin gerekliliğini sorgulamakta… Sizler çocuğunuz için kaygılanmakta haklısınız ancak gereklilikleri önemsememek veya inkar etmek tamamiyle çocuğunuzun hayatını zorlaştıracaktır. Önemli olan nokta erken tedbirleri alıp, çocuğun daha büyük problemler yaşamasına engel olmaktır.
Hepimiz çocuğumuzun fiziksel ve mental açıdan sağlıklı olmasını isteriz. Bu istek oldukça doğaldır. Fizik tedavi ve özel eğitimin işbirliği içerisinde yürümesi çocuğumuzun hem fiziksel hem de mental gelişimini sağlıklı tamamlaması açısından oldukça önemlidir.
Bildiğimiz üzere bizler günlük hayatta çevresel uyaranları algılamak ve bu uyaranlar ışığında reaksiyon almak için duyu organlarımızı kullanırız. Bu duyular görme, işitme, tatma, koklama ve dokunmadır. Burada size 2 farklı duyumuzdan daha bahsedeceğiz. Bunlar vestibüler duyu ve propriyoseptif duyularımızdır. Kabaca açıklamak gerekirse;
- Vestibuler Duyu (denge): İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir.
- Proprioseptif Duyu (vücut farkındalığı): Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir.
Peki biz aileler özel eğitim ihtiyacını nasıl anlayabiliriz?
- Aşırı tepkisellik/duyarlılık,
- Hiper - duyusallık, anti-sosyal davranışlar,
- Kaç veya savaş(fight or flight) tepkileri, negatif duyu durumları,
- Takdil (korumacılık) duyularda bozukluklar,
- Vestibüler(yer çekimine karşı güvensiz korku, harekete karşı aşırı duyarlı olma) duyularda bozukluklar,
- İşitsel (hiperakuzi, koku ve tattan kaçınma, görsel dikkatsizlik) duyularda bozukluklar
- Az duyarlılık(duyusallığa karşı davranış tepkilerinin az olması, duyumların farkındalığındaki azlık, çevresini keşfedici hareketler göstermeme, uyarılmada bozukluklar, ayırt etme becerisinde zayıflık) gibi bozukluklar
Yukarıda bahsettiğimiz duyu eksiklikleri ve şüpheli davranışlarla ilgili birkaç örnekle konuya biraz daha açıklık getirelim.
Örneğin;
Saçlarına dokunulmasından yada farklı yüzeye sahip cisimlere dokunmakta tedirgin olan bir çocukta, takdil duyu eksikliği varolabilir.
Yerde yada sandalyesinde oturmaktan tedirginlik duyan bir çocuk, vestibüler yada propriyoseptif duyularda problem yaşıyor olabilir.
Ödev yapmakta zorlanan, dağınık olan bir çocuk motor planlama yada düzenlemede problem yaşıyor olabilir.
Yukarıda belirtilen durumlardan şüphelendiğiniz takdirde bir uzmandan yardım almanız çocuğunuzun ihtiyacı olan destek eğitim programına dahil olmasını sağlayacaktır.
Aynı zamanda Sadece fizik tedavi hizmeti alan bir çocuk uzmanlar tarafından seanslar esnasında doğru gözlemlendiği takdirde özel eğitime ihtiyaç duyduğu farkedilir. Uzmanlarla iletişimi güçlü tutmak herhangi bir ihtiyaç varlığında erken müdahale etmenizi sağlayacaktır.
Aynı zamanda danışman hocalarımız yaptıkları periyodik olarak yaptıkları testlerle çocuğun düzeyinin belirlenmesini sağlayacaklardır. bu bilgiler ışığında özel eğitim seansları başlayabilir.
Özel eğitim fizik tedavi sürecinin hangi aşamasında gerekli?
Tedavi sürecinde fizyoterapistler çocukların mevcut kapasiteleri doğrultusunda bir program çizmektedirler. Ancak fizik tedavi başlı başına tek bir yönden ele alınamaz. Tedaviden maksimum verimi almak için çok yönlü bir bakış açısı gerekmektedir. Çocuğun motor kapasitesi becerileri yapmak adına istendik düzeyde olsa bile altta yatan faktörler çocuğun gelişimini sınırlamaktadır. Günlük hayatımızda yürüyebilen ancak koordinasyonu zayıf, oturabilen ancak dengesini sağlayamayan çocuklar görürüz. Yapılan testler sonucu motor kuvvetin yeterli olmasına rağmen çocuk pozisyonunu koruyamaz, düşmeler yaşar. Bu noktada altta yatan problemin ne olduğu iyi bilinmelidir. Uzman kişilerin gözetimi altında problem kaynağı bulunup, hemen önlemler alınmalı, tedavi programına başlanmalıdır. Böylelikle çocuk multidisipliner bir yaklaşımla maksimal düzeye ulaştırılabilir.
İhtiyacın tespiti doğrultusunda öğretmenler ve fizyoterapistler sık sık birbirlerine danışmaktadır. Ailelerin burada aklına takılan en büyük soru işaretlerinden birisi çocuğun fizik tedavi seanslarının azaltılmasıdır. Bu durumda mühim olan nokta derslerin dengeli bir biçimde dağıtılarak çocuğun ihtiyacının giderilmesidir.
Zaman zaman fizyoterapi seanslarının sıklaştırılması gerektiği gibi özel eğitim seanslarının sıklaştırılması gerekebilir. Bu tip durumlarda uzmanlar, ihtiyaç doğrultusunda en sağlıklı karara varıp size sunacaklardır.
Sosyal Hayata Adaptasyon
Fizik tedavinin ana amaçlarından birisi de hastanın sosyal hayatta sıkıntı çekmemesini sağlamaktır. Birçok ailenin beklentisi de çocuğunun en azından kendi işini görüp, başkasına ihtiyaç duymamasıdır. Fiziksel olarak yeterli beceriye sahip olsa bile sosyal becerinin kısıtlı olması, günlük hayatta problem yaşanması demek. bu durum çocuğun içe kapanmasına, kendisini yetersiz hissetmesine, iç motivasyonunu kaybetmesine sebep olacaktır. Hatta yeterli iletişim becerisine sahip olmayan bireyler durumunun stabil kalacağını düşünüp fizyoterapi seanslarına da katılmamayı tercih etmektedirler. Bu tip olayların yaşanmaması için en erken seviyede ihtiyaç belirlenip, önlemler ve çözümler masaya yatırılmalıdır. Gerekli görüldüğü takdirde sağlanacak özel eğitim desteği ile çocuğun sosyal becerileri geliştirilebilir. Böylece çocuk topluma kazandırılıp, bireysel ihtiyaçlarını da görebilecektir.
Gelişimi Gözlemleme Süreci
Fizik tedavi işin biraz daha somut kısmıdır. Çocuğun yürüme bozukluğunu, denge kaybını yahut becerilerinin sınırlanmasını dışarıdan bakan kimseler de rahatça gözlemleyebilirler. Keza seansların devamında kazanılan beceriler de aileler tarafından rahatça gözlemlenebilmektedir. Ancak özel eğitim daha soyut bir kavramdır. Beceri elde edilmesi için altyapının sağlam tutulması gerekmektedir. Bu yüzden sağlanan bazı gelişmeler ailelerin gözünden kaçabilir. Bu durumda aile özel eğitime duyduğu inancı da kaybetme noktasına gelir. Bu durumda en sağlıklısı, uzman kişilerden eğitim periyodu hakkında bilgi almak, merak ettiğimiz noktaları eğitimcilerle paylaşmaktır. Bireysel verilen kararlar çocuğun gelişimine engel olup, onu daha karmaşık bir tedavi sürecine itecektir.
Her ne durumda olursa olsun çocuğun özel olduğu fikri akıldan çıkarılmamalıdır. Bu fikri doğrultusunda çocuğu diğer çocuklarla kıyaslamamak, çocuğun bireysel gelişimine odaklanmak gerekir. Böylelikle en verimli ve en uygun tedavi metoduyla çocuk kapasitesine ulaşacaktır.
Unutmayın, fizik tedavi sabit bakış açısına sahip bir tedavi yöntemi değildir. İşbirliği her alanda fayda sağladığı gibi fizyoterapi sürecinde de temel ihtiyaçtır. Destek eğitimler sayesinde fizyoterapide kat edilen yolun kat be kat ilerleyeceğini çoğu kez tecrübe ettik. Zaman zaman bu eğitimlerle beklediğimizden fazla gelişme gösteren çocuklar olduğunu gördük. Beklentilerinizin farkındayız, bizler de çocuklarınızın en iyi seviyeye gelmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız.
Eylül ekibi olarak sizlere ve çocuğunuza her koşulda en iyi hizmeti verme gayretindeyiz. Ortak hedefler ve ortak kararlar çerçevesinde amaçlanan hedefe en kısa zamanda ulaşabiliriz.